Uzayın Sırları – Hayat Var mı

{{ page.title }}

Asırlardır insanların akıllarında ki bir soru bu. Acaba uzayda hayat var mı?

Bilinmesi tahmin edilmesi ve teknolojinin ilerlemesiyle uzak gezegenlere şöyle bir bakış fakat fark edilememesi bu soruyu olduğundan daha özel kılıyor. İnsanlar meraklarını gidermek için genellikle beş duyu organını kullanır. Bazen korkularının üzerine giderek de bu merak giderilebilir. Fakat insanlık tarihi boyunca ufolar ve diğer cisimlerin sırları hala çözülmüş değil.

Gelecekte teknolojinin nerelere varabileceği konusunda hiçbir fikrimiz yok. Belki de insanlık uzayda koloniler kurarak yabancı gezegenlere yayılma stratejisini uygulayabilir. Bu sorulardan önce akla gelinmesi gereken ilk soru uzayda bizim gibi bir yaşanılabilir gezegen mevcut mudur sorusudur.

Bilinen evrende dünyamıza en yakın gezegen daha doğrusu en yakın güneş sistemi yaklaşık 95 ışık yılı uzaklıktadır. Bir elin on parmağını geçmeyen birkaç gezegeni vardır. Fakat renkleri belli olsa da yaşanabilir mi yoksa değil mi diye tahmin etmek olasılık hesaplarını bile zorlayan bir olgudur.

Bir Gezegen Nasıl yaşanılabilir olur?

Akla gelen tahminleri anlayabiliyorum. Su, oksijen vb. fakat sadece bunlarla yetinilemeyeceğini evvela bilmemiz gerekir. Suyun aynı dünyamızda olduğu gibi bir döngü içinde olması lazımdır. İklimler ve yıldızına belirli bir mesafede olması şarttır. Yaşanılabilir bir gezegen için su sadece bir hal ile sınırlı kalmamalıdır. Atmosferinin içinde oksijen aynı dünyamızda ki gibi %21 oranında olabilir fakat radyasyon gerçeğini ve dünyamızdaki gibi manyetik bir kalkan mantığını unutmamamız gerekir. Ancak bu şartlar yerine geldiğinde bir yaşam olma ihtimali olur.

Yaşam akıllı formlar olmayabilir. Bakteriler veya küçük su yosunları da bir yaşamdır. Solunum yapabilecek ve aynı dünyamızda ki gibi karbondioksiti alıp oksijen üretebilecek bir eko sistem gerekmektedir.

Bu gezegen yine aynı dünyamız gibi mükemmel ölçüler ile kurulmuş mükemmel bir sistem ile işleyen gezegen olmalıdır.

Böyle bir gezegen uzayın sınırsız sınırları içerisinde ve o mükemmel sırların içinde mevcut olma ihtimali var mıdır diye soracak olursanız bilim adamlarının ve matematik uzmanlarının mantık hesabına göre bir değil milyarlarca olma ihtimali vardır. Yaşam sadece dünyamızda olmayabilir. Komşularımız fakat bize binlerce belki de milyonlarca ışık yılı uzaklıkta olabilir.

Uzay da yaşam Hangi Evrededir?

Uzay sınırları aklın kaldıramayacağı ve mantığın reddedeceği büyüklükte ve muhteşem bir sisteme sahip yaratılış harikasıdır. Evvela şunu bilmek gerekir ki dünyamız süper büyüklükteki bu evrende mikroskobik bir noktadan başkası değildir.

Yakın gezegenlerimizde yani kendi güneş sistemimizde ki gezgenler de yaşam bulgusu bulunamamış ama antik su kalıntıları keşfedilmiştir. Bunlarda geçmişte büyük ihtimalle mikro boyutta canlılar da yaşamış olabilir. Bunlar virüsler bakteriler veya amip cinsleri de olabilirler. Fakat evrenimizin içinde canlılar akıllı yaşam formları değil de sadece bakteriler veya bitkiler olabilirler. Ama evrenin büyüklüğüne bakacak olursak akıllı yaşam formlarının sadece bizler olduğunu sanmak kesin bir yanılgıdır. Uzayda bizim gibi akıllı yaşam formlarına sahip gezegenlerin olması kuvvetle mümkündür. Bizim gibi akıllı yaşam olmayıp da hayvanlar ve bitkilerin olması ise kesin gözüyle bakabilirsiniz.

Uzayda Akıllı yaşam Formları Varsa Teknolojisi Ne durumdadır?

Akıllı yaşam formlarının olduğunu düşünerek bu soruyu soracak olursak önce kendi teknolojimize bakmamız gerekir. Birimiz yıldızlara baktığında o küçük parlak ışıkların en yakınının bizden 95 ışık yılı uzakta olduğunu ve o yıldızın 95 yıl ki önceki halini gördüğümüzü de unutmayalım. Çoğunluğu ise 400 bin 500 bin ve hatta 500 milyon yıl önceki halini gördüğümüz o yıldızlar belki de bu gün yerlerinde olmayabilirler.

Uzaya gönderdiğimiz voyager uzay aracı güneş sistemimizi geçeli 5 yıl olmuştur. Dünya dillerinden mesajlar ve hatta içinde Türkçe olarak da “Merhaba, Sabah Şerifleriniz hayrola” Mesajımızın uzayın sonsuz boşluğunda yankılandığını bilmenizi isterim. Voyager uzay aracından bize bir mesaj gelmesi yaklaşık biraz da zaman alıyor varın uzaklığını siz hesaplayın.

İşte bu voyager uzay aracına uzaylılar veya canlı yaşam formlarından yakınımızda ki yıldız sistemlerinden ve gezegenlerden bir cevap gelmediğini düşünürsek eğer, belki de uzaylılar bizim yakınımızda değillerdir belki de daha taş devrini yaşıyorlardır. Fakat unutulmaması gereken şey ise bence bu en önemlisi uzaylılar bizden saklanıyor ve işgal için hazırlık bile yapıyor olabilirler. Sandığımız kadar dost canlısı olmayabilirler.

Nedenini kısaca açıklamak gerekirse, Amerika’nın keşfedilmesinden sonra barbar Avrupa halkları Amerika’nın yerlileri olan Kızıldereliler için ne kadar hayırlı olmadıysa uzaylıların bizi keşfetmesi de o kadar hayırsız olacak gibi bir mantık da yürütmek gerekir.

UFO’lar Gerçekten Var mı?

UFO’ların kelime anlamı atmosfer içinde veya dışında kendini tanıtmadan gezen ve tanımlanamayan gök cisimleridir. Anlayacağınız UFO denildiği zaman aklınıza sadece uçan daireler gelmesin. Hem mantıklı bir şekilde düşündüğümüz de uzaylılar neden uçan bir daire kullansınlar. Fizik kuralarına göre çıkabileceği hız ses hızından bile az olacaktır.

Yukarıda ki açıklamalarımda yakınımız da bir yaşam olmadığını belirtmiştik. Uzak yıldız sistemlerinde yaşam olsa bile teknolojisi bizimkinden üst seviye de olduğunu kabul etsek dahi kalkıp da bizi gözetlemek için o kadar yoldan bir uçan cisimle gelmezdi.

Çünkü Teknolojisi bizden daha üst seviyede olan akıllı yaşam formları bizi izlemek için aklımızın mantığımızın almadığı icatları kullanabilirler. Ayrıca bu kadar iletişim kurma cabasına bir karşılık elbette gelebilirdi.

Peki bu UFO’lar nedir diye soracak olursanız, çıkarları bir türlü tükenmeyen insan oğlunun dünyayı parsel parsel etmesinden kaynaklı, aç gözlülüğünden dolayı ülkelerin birbirini izlemek için kullandıkları garip yüksek teknolojili uçan cisimlerdir. Bunları da kalkıp uzaylılara atmamak gerekir.

BOT Benson Topluluk kurucusu ve bir yazılımcı.